Biz insanlar olarak kendimizi diğer canlılardan üstün görürüz. Ancak vücudumuzun iyileşme şekli bazı canlılara göre son derece basittir. Kemiklerimizi çoğu zaman tamir edebiliriz, ancak bir uzvumuzu kaybettiğimizde veya omurilik kordonlarımıza zarar geldiğinde tıkanıp kalırız. Diğer adı leopar kertenkelesi olan gekolar, bu arenada bizden çok daha üstündür. Kuyruklarını kaybettiklerinde yenisini çıkarabiliyorlar. Artık araştırmacılar da gekoların bu kuyruk yenileme sürecini mümkün kılan özellikleri daha iyi anlayabiliyor. Elde edilen bu bilgilerle insanların kendilerini iyileştirebilmeleri için daha iyi yollar bulunabileceğini düşünüyorlar.
Gekolar yenilenme yeteneklerinde yalnız değildir. Zebra balıkları ve semenderler de vücudunu yenileyebilen canlılardandır.
Kanada Guelp Üniversitesi’nde biyolog olan Matthew Vickaryous, leopar kertenkelesinin (geko) diğer kendini yenileyebilen türlerden farklı olduğunu söylüyor. İlk olarak omurilik kordonlarının çoğu kuyruklarında yetişir. İkincisi ise bu kertenkeleler bir avcıya rastladıklarında herhangi bir çaba sarfetmeden kendi kuyruklarını kopartarak avcıyı şaşırtabilir. Oysa diğer rejeneratif türler uzuvlarından ayrılmak istemezler. Bu da yeteneklerini öğrenmelerine mani olur.
Bilim adamları rejeneratif (vücut uzuvlarını yenileyebilen) türler üzerindeki daha önce yaptıkları araştırmalara dayanarak kök hücrenin bu çalışmada en önemli unsur olduğunu söylüyor. Kök hücreler esas olarak ihtiyaç duyulan cinsten cilt, kas ya da kalp hücresi gibi çeşitli farklı hücrelere dönüşebilen boş kalıplardır.
Vickaryous ve ekibi leopar kertenkelesinin kuyruğunu hücresel seviyede inceledi. Kuyruk koptuğunda radyal-glia hücreleri olarak bilinen bir tür kök hücre grubunun harekete geçtiğini keşfettiler. Yaralanmaya cevap veren hücre grupları çoğalarak çeşitli proteinler üretmeye başladılar. Bir ayın sonunda ise tamamen yeni bir kuyruk oluşturdular.
Araştırmacıları en çok etkileyen şey ise kuyruk koptuğunda hızlı bir şekilde kan pıhtısı oluşturulup yaralanmanın engellenmesi oldu. Ekip bu pıhtıya bir parça cilt taktığında yenileme sürecinin durduğunu gözlemledi. Çünkü açık yara kendisinin bir şeye ihtiyacı olduğunu belirten bir sinyal gönderir. Eğer yara örtülürse bu sinyaller de engellenir.
İnsanların omurilik kordonları zarar gördüğünde etrafında skar dokusu oluşur. Bu doku ince ve basit bir cilt şeklidir ve iltihaplanmayı en aza indirmeye yardımcı olur. Ancak Vickaryous bunun omurilik dokusunun yenilenmesini engelleyebileceğini söylüyor. Leopar kertenkelesi ise bu dokuyu oluşturmaz. Ayrıca vücutlarında insanlar gibi iltihaplanma da meydana gelmez. Gekoların bu özelliklere sahip olması kuyruklarını yeniden büyütmelerine olanak tanır.
Peki insan vücudu yeniden üretmek yerine neden yara dokusu oluşturuyor?
İnsan vücudunda yenilenme ve radyal-glia hücrelerinden sorumlu kök hücreleri türü insan fetüslerinin gelişim döneminde beyinde ve omurilikte bol miktarda bulunur. Ancak fetüs tamamen geliştikten sonra bu hücrelerin çoğu kaybolur. Vickaryous, bunun omurilik kordonlarımızın yenilenmemesinin ana nedeni olabileceğini düşünüyor. Kısaca bu işi yapmak için tasarlanan hücreleri kaybettik.
Araştırmacılar, radyal-glia kök hücrelerinin hasar gören bir alana yeniden yerleştirilmesinin, skar dokusunun oluşmasını önleyip önlemeyeceğini, böylece yenilenme işleminin başlayıp başlamayacağını merak ediyor. Bu fikir çokta imkansız değil. Zira bir geko bunu 10 yıllık kısa ömründe defalarca yapabiliyorsa insan vücudu da gerekli şartlar altında yapabilir.
Ekibin bir sonraki hedefi gekoların beyin hücreleri de dahil olmak üzere vücutlarının diğer alanlarını nasıl yeniden ürettiğini bulmak. Böylece radyal-glia hücrelerinin farklı durumlarda nasıl çalıştığını daha iyi anlayabilecekler.
Yakın zamanda insanların yenilenebilir organlara sahip olmayacağını biliyoruz. Ancak gekolar üzerinde yürütülen bu araştırma doğru yolda ilerlediğimizi gösteriyor.