Kırmızı et tüketiminin insan sağlığını olumsuz etkilediği çokça tartışılan bir konu. Ancak tartışmasız bir gerçek var ki o da kırmızı etin gezegenimizin geleceğini olumsuz etkilediği.Hayvansal üretimden kaynaklanan sera gazlarının atmosfer üzerindeki zararlı etkileri göz ardı edilemeyecek kadar fazla.
İnek üretiminin yaygınlaşmasının doğaya ne gibi zararlar verdiğinden daha önce bahsetmiştik. Aşağıdaki bağlantıdan okuyabilirsiniz.
İneklere Verilecek Özel Bir Besin İle Küresel Isınma Önlenebilir
İneklerin çıkardığı gazlar küresel ısınmaya sebep oluyor!
Kırmızı et tüketiminin insan sağlığı üzerindeki etkisi biraz daha farklıdır. Yıllar boyunca yapılan çalışmalar kırmızı et tüketiminin vücudumuz için pek de sağlıklı olmadığını gösterdi. Kırmızı et, yağ ve kolesterol bakımından zengin bir besindir. Bu iki besinin vücuttaki artışı, kalp rahatsızlığı ve şeker başta olmak üzere sayısız sağlık sorunlarına sebep olmaktadır. Ayrıca yapılan farklı çalışmalar, aşırı kırmızı et tüketiminin kolorektal kanser riskini artırdığını ortaya koydu.
Ancak gerçek şu ki, insanlık uzun bir süredir kırmızı et tüketiyor. Hatta bilim adamları tarih öncesi devirlerde yaşayan insanların kırmızı et tükettiğini ispatlayan 2.6 milyon yıllık kemik fosilleri bulmuştur. Bu insanlar akıllıca besleniyordu. Öyle ki kırmızı et bol miktarda besin ögesine sahiptir. Bolca proteinin yanı sıra demir, B12 vitamini ve çinko gibi hayati önem taşıyan besin maddelerini de içerir. Fakat bu maddeleri sağlayan tek besin kaynağı kırmızı et değil!
Resmi diyetisyen, sporcu ve beslenme uzmanı olan Leslie Bonci kırmızı et tüketmekten vazgeçen kişilerin, vücutları için çok önemli olan besinleri kaçırdıklarını ve bunu kesinlikle telafi etmeleri gerektiğini söylüyor. Bonci:
Çinko, magnezyum, ve B vitamini gibi besinler çok önemlidir fakat sadece kırmızı et içerisinde bulunmazlar. Eğer kırmızı etten vazgeçerseniz bu besinleri telafi edebilmek için farklı yiyecek türleri bulmak zorundasınız.
diyor.
Kırmızı et tüketilmediğinde demir ihtiyacının en önemli sorun olacağını belirten Bonci, “Kırmızı etin içinde bol miktarda demir var ve tam bir besin kaynağı.” şeklinde ekleme yaptı.
Kırmızı ette bulunan demir, bitkilerdeki demire oranla vücuda daha kolay emilebiliyor. Çünkü bitki asıllı demirin vücuda emilebilmesi için asit gereklidir. Bitkisel demiri herhangi bir turunçgil meyve ile tüketmediğiniz sürece muhtemelen o demirden yeteri kadar faydalanamazsınız. Fakat kırmızı ette bulunan demir zaten emilebilen bir formdadır. Bu nedenle demir eksikliği kaynaklı anemisi olan bireyler için kırmızı et, genellikle vücudun demir miktarını artırmanın iyi bir yolu olarak önerilir.
Özellikle menstrüel siklusları daha ağır olanlar, hamileler, emziren kişiler, crohn hastalığı olanlar ve ülseratif kolit gibi belirli gastrointestinal bozuklukları olan insanlar daha dikkatli olmalıdır. Bu kişilerin kullandığı protein pompa inhibitörleri, asitleri bastırdığı için bu kişilerde demir eksikliği oluşturmaktadır. Bonci, bu grupların kırmızı etten vazgeçmeleri durumunda, demir alınımını mutlaka kontrol etmeleri gerektiğini söylüyor. Diğer hayvansal etlerin sığır eti kadar fazla emici demir içermediğini, hayvan karaciğerinin ise büyük bir demir kaynağı olduğunu da belirtti.
Kırmızı ette bulunan demir harici diğer besin maddeleri ve vitaminler diğer et türlerinde de bol miktarda bulunur. Bu nedenle diğer hayvansal ürünlere yönelerek bunları telafi etmek daha kolaydır. Bonci, eğer vazgeçtiğimiz besinler varsa bu besinlerdeki mineralleri mutlaka farklı kaynaklardan almanız gerektiğinin altını çiziyor. Fakat bunu diyet yapan insanların büyük bir kısmı uygulamıyor.