Dünya üzerinde birçok uyuşturucu madde bulunmakta. Genellikle hepsinin insanlar üzerindeki etkisi aynı olarak bilinse de aslında her biri beynin farklı noktalarına farklı şekillerde etki ediyor.
Tarihçesi milattan önce 1500’lü yıllara kadar uzanan uyuşturucu maddeler, son birkaç yüz yıl içerisinde tehlikeli ve zehirleyici madde olarak görülmeye başlanmış ve bu maddelere sınırlama getirilmiştir.
Özellikle psikonotların dünyayı farklı gözle görebilmek için kullandığı bu maddeler, bilim insanları ve tıp dünyası tarafından da iyi amaçlar için asırlardır kullanılıyor.
Yapılan bir araştırma sonucunda ise bazı uyuşturucu maddelerin insan beynine nasıl bir etki ettiği gözler önüne serildi. Anlayacağımız üzre bu maddelerin insanı kendinden geçirmekten öte hepsinin farklı bir şekilde etki ettiği görülüyor.
1. Kokain
Sinir siteminde sinyalleri ileten dopamin adlı madde, beyin hücrelerine sinyali ilettikten sonra başka bir taşıyıcı gelene kadar orada kalır. Fakat kokain, dopamin maddesinin daima hücrelerde kalmasına neden olur. Böylelikle beyinde aşırı biriken dopamin, insanlarda bağımlılık yaratacak şekilde neşe ve coşku hissi oluşturur.
Ayrıca kokainin aşırı kullanımı karar verme merkezini değiştirerek, kokaine karşı koyma gücünü de azaltır.
Elime baktığımda görüş alanımı doldurduğunu, giderek büyümekte ve aynı anda benden uzaklaşmakta olduğunu gördüm. Öyle bir hal aldı ki elim, sanki bütün evreni kaplıyordu…
Oliver Sacks, ünlü sinirbilimci ve esrarkeş.
2. Marihuana (THC)
Marihuana sinir hücrelerindeki bazı reseptörlere tutunarak beynin iletişim sistemini değiştirir. Beyindeki ödül, tatmin ve korku gibi duyguları düzenleyen amigdala üzerinde yaptığı etki sonucu insanlarda paranoyaya sebep olur. Ayrıca duyu sinirlerinden gelen sinyalleri de etkileyerek acı ve bulantıyı bastırır.
3. Şeker
Şeker uyuşturucu madde olmasa da beyindeki etkisinden dolayı bu araştırmaya dahil edildi. Şeker tüketildiğinde beyinde striatumun dahil olduğu bir ödül yolu tetiklenir ve beyin aynı tatlıyı yememizi söyler.
Beyindeki korteks tabakası tatlıyı yeyip yememe kararı almamızı sağlar. Fakat şekerin yüksek miktarlarda tüketimi korteksin bu kararı almasını kesintiye uğratır. Bu da bazı insanlarda bağımlılığa yol açabilir.
4. LSD
İçe bakışı ve dünyayı algılamayı sağlayan bölgeler yalnızca gözlerimiz açıkken bir arada çalışır. Fakat LSD kullanan kişilerde gözler kapalıyken bile bu bölgeler eş zamanlı olarak çalışabilir. Bu madde sayesinde bazı insanlar kendilerini çevreyle bütünleşmiş olarak hisseder. Ayrıca LSD, tehditleri ve onlara karşılık verme şeklimizi değiştirerek kaygıyı hafifletebilir.
Gerçeklik, deneyimleyen bir özne olmadan olanaksızdır. Ancak dış dünyadan yayılanları, duyu organlarının antenleri sayesinde benliğinin en derin özünde algılayan bir ego bilinçli olur.
Albert Hofmann, LSD’nin yaratıcısı.
5. Mantar (Psilosibin)
Sindirim sistemi mantarların etkin maddesini halüsinasyona yol açan psilosin maddesine dönüştürür. Psilosin beyindeki görsel kortekste bulunan 5HT2A reseptörlerini etkisi altına alarak halüsinasyon görmemizi sağlar. Böylece sihirli mantarların etkisi ortaya çıkar.
Kaynak: Popular Science Dergisi, Şubat 2017, Sayı: 58
Şeker günlük olarak sürekli tükettiğimiz bir şey. Onun dışındakileri kullananlara Allah kolaylık versin ne diyim. Bu arada bir bardak çaya 3 kaşık şeker attığımızı var sayarsak günde 10 bardak çay içince 30 kaşık şeker yemiş oluyoruz. Bunu bir kenara not edin derim.